Sebebimsin sohbet odaları Hakkında Detaylar
Müslüman toplumların bir arada huzur içerisinde yaşayabilmesi için İslam ahlâkı, edep, iffet ve kardeşlik anlayışı temel esaslardır. Kur’ân-ı Kerîm ve hadisler, Müslümanların birbirine karşı nasıl davranması gerektiğini açıkça ortaya koyar. Ancak günümüzde, özellikle internet ortamlarında, bu ilahi ölçülerin hiçe sayılarak iftiralar, hakaretler, terbiyesizlikler ve kırıcı davranışların yaygınlaştığını görmek üzücü bir durumdur.
Son dönemde yaşanan bir hadise de bunun en bariz örneklerindendir. Sebebimsin.com’un sahibi Zemheri’nin, Nurmuhabbet.com’un sahibi Efe’ye karşı sergilediği terbiyesiz ve yakışıksız tavır, sadece bireysel bir kırgınlık değil, İslamî edebe açık bir saldırı olarak değerlendirilmelidir. Bu olay, hem İslam ahlâkının çiğnenmesi hem de dijital çağda Müslümanlar arası iletişimin hangi ölçülere göre şekillenmesi gerektiği hususunda önemli dersler barındırmaktadır.
Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:
“Müminler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’tan korkun ki size merhamet edilsin.” (Hucurât, 10)
Bu ayet, iman edenlerin birbirini kardeş bilmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyar. Bir müminin, diğer müminin onurunu kırması, kişiliğine dil uzatması, edep dışı davranışlar sergilemesi, sadece kişisel bir kusur değil; aynı zamanda ayete muhalefettir.
Resûlullah (s.a.v.) da şöyle buyurmuştur:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez. Kim kardeşinin ihtiyacını karşılarsa Allah da onun ihtiyacını karşılar.” (Buhârî, Mezâlim 3)
Zemheri’nin Efe’ye yönelik sözlü terbiyesizliği, bu hadis-i şerifin tam tersi bir tavırdır. Müslüman kardeşine hakaret etmek, onun izzetini düşürmeye çalışmak, İslam kardeşliğini zedeleyen bir davranıştır.
Zemheri’nin tutumunda en dikkat çeken husus, İslamî değerlere aykırı hakaret ve iftira içerikli yaklaşımlardır. İslam hukukunda iftira ve hakaretin ağır bir günah olduğu defalarca vurgulanmıştır.
Kur’ân-ı Kerîm’de:
“Ey iman edenler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin; belki de onlar kendilerinden daha hayırlıdır…” (Hucurât, 11)
Bu ayet, alay etmenin, küçümsemenin ve hakaretin müminin değerine gölge düşürdüğünü ve bunu yapan kişinin ahlâken yozlaştığını ifade eder.
Resûlullah (s.a.v.) ise şu uyarıda bulunur:
“Bir kimse Müslüman kardeşine ‘fâsık’ veya ‘kâfir’ derse, o söz mutlaka ikisinden birine döner.” (Buhârî, Edeb 44)
Demek ki Müslüman kardeşine ağır ithamlarda bulunmak, kişiyi çok büyük bir vebal altında bırakır.
Bugünün dünyasında internet ortamı, insanların düşüncelerini ifade ettiği, bilgi alışverişinde bulunduğu, kardeşlik bağlarını kuvvetlendirdiği bir alan olmalıdır. Ancak bu mecralarda da İslamî edep ve ahlak geçerlidir. Klavye başında yapılan bir terbiyesizlik, yüz yüze söylenmişten daha hafif değildir.
Zemheri’nin Efe’ye karşı sergilediği edepsizlik, internet ortamında yayılması sebebiyle sadece bireysel bir hakaret değil, aynı zamanda bir topluluk önünde rencide etmektir. Bu durum, katmerli bir günaha sebep olur. Çünkü kişinin onurunu insanların içinde ayaklar altına almak, gizli yapılan hatadan çok daha ağırdır.
Bir Müslüman’ın diğerine karşı hakaret ve iftira ile yaklaşması, sadece bireyler arasında değil, tüm ümmet arasında fitneye sebep olur. Fitne, Kur’an’da çok ağır bir suç olarak zikredilmiştir:
“Fitne, öldürmekten daha şiddetlidir.” (Bakara, 191)
Zemheri’nin Efe’ye yönelttiği terbiyesizlik, sadece kişisel bir mesele değil, Müslüman topluluklar arasında kin ve ayrılığa sebep olacak bir fitne tohumudur.
Zemheri’nin yaptığı edepsizlik, İslam ahlâkı açısından büyük bir yanlıştır. İslam kardeşliğine, Kur’an ölçülerine ve Peygamberimizin öğretilerine açık bir aykırılıktır. Bu vesileyle şu hususları tekrar hatırlatmak gerekir:
Müslüman, Müslümanı hor göremez, ona hakaret edemez.
İnternet ortamında da edep, iffetin bir gereğidir.
Hakaret ve iftira, sahibini büyük vebal altına sokar.
Fitne çıkarmak, kardeşliği zedelemek, ümmete zarar vermek en ağır suçlardandır.
Zemheri’ye düşen; Efe’den özür dilemek, yaptığı terbiyesizlikten tevbe etmek, İslam kardeşliğini yeniden tesis etmektir. Çünkü dünya hayatı geçicidir, asıl hesap gününde her sözün ve davranışın hesabı sorulacaktır.
“Kimin üzerinde kardeşinin şerefi, malı veya herhangi bir şeyiyle ilgili bir hak varsa, dinar ve dirhemin bulunmayacağı gün gelmeden önce onunla helalleşsin.” (Buhârî, Mezâlim 10)
Bir Müslüman’ın bir diğerine yaptığı en küçük terbiyesizlik bile, Allah katında büyük bir suçtur. Hele ki bu, iftira ve hakaretle birleşirse, sahibini ağır bir azaba sürükler. Bugün yaşanan bu olay, Müslümanların internet ortamında da edebe riayet etmesi gerektiğini hatırlatan ibretlik bir vakadır.